Meryem  Suresi 17. Ayet Meali

  • فَٱتَّخَذَتْ
  • مِن
  • دُونِهِمْ
  • حِجَابًا
  • فَأَرْسَلْنَآ
  • إِلَيْهَا
  • رُوحَنَا
  • فَتَمَثَّلَ
  • لَهَا
  • بَشَرًا
  • سَوِيًّا
  • Diyanet İşleri Başkanlığı: (16-17) (Ey Muhammed!) Kitap’ta (Kur’an’da) Meryem’i de an. Hani ailesinden ayrılarak doğu tarafında bir yere çekilmiş ve (kendini onlardan uzak tutmak için) onlarla arasında bir perde germişti. Biz, ona Cebrail’i göndermiştik de ona tam bir insan şeklinde görünmüştü.
  • Diyanet Vakfı: Meryem, onlarla kendi arasına bir perde çekmişti. Derken, biz ona ruhumuzu gönderdik de o, kendisine tastamam bir insan şeklinde göründü.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Onlarla arasına bir perde çekti. Derken kendisine ruhumuzu (Cebrail´i) gönderdik de o, düzgün bir insan şeklinde ona göründü.
  • Elmalılı Hamdi Yazır: Sonra ailesiyle kendisi arasına bir perde koymuştu. Biz ona meleğimiz (Cebrail)i gönderdik de ona tam bir insan şeklinde göründü.
  • Ali Fikri Yavuz: Sonra ailesinin önlerinde bir perde kurmuştu. Nihayet ona ruhumuzu (Cebraîl’i) gönderdik de kendisine düzgün bir insan şeklinde göründü.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Onlardan öte bir perde çekti derken kendisine ruhumuzu gönderdik de düzgün bir beşer halinde ona temessül ediverdi
  • Fizilal-il Kuran: Komşuları ile arasına bir perde germişti. Bu sırada ona ruhumuzu (Cebrail´i) gönderdik. O, ona normal bir erkek kılığında görünmüştü.
  • Hasan Basri Çantay: Sonra onların önünde bir perde edinmiş (çekmiş) di. Derken biz ona ruuhumuzu göndermişdik de o, kendisine hilkati tam bir beşer şeklinde görünmüşdü.
  • İbni Kesir: Onlardan gizlenmek için de bir perde germişti. Derken, Biz de ona ruhumuzu göndermiştik de tam bir insan olarak görünmüştü ona.
  • Ömer Nasuhi Bilmen: Onların öte yanlarında (kendisine) bir perde edinmişti. Artık Biz de ona ruhumuzu (Cibrîl-i Emîn) gönderdik de onun için tam bir beşer sûretinde görünüvermişti.
  • Tefhim-ul Kuran: Sonra onlardan yana (kendini gizleyen) bir perde çekmişti. Böylece ona ruhumuz (Cibril´i) göndermiştik, o da, düzgün bir beşer kılığında görünmüştü.