Hûd  Suresi 102. Ayet Meali

  • وَكَذَٰلِكَ
  • أَخْذُ
  • رَبِّكَ
  • إِذَآ
  • أَخَذَ
  • ٱلْقُرَىٰ
  • وَهِىَ
  • ظَٰلِمَةٌ
  • ۚ
  • إِنَّ
  • أَخْذَهُۥٓ
  • أَلِيمٌ
  • شَدِيدٌ
  • Diyanet İşleri Başkanlığı: Zulme sapmış memleketlerin halkını yakaladığında, Rabbinin yakalaması işte böyledir! Şüphesiz O’nun yakalaması can yakıcı ve şiddetlidir.
  • Diyanet Vakfı: Rabbin, haksızlık eden memleketleri (onların halkını) yakaladığında, onun yakalayışı işte böyle (şiddetlidir). Şüphesiz onun yakalaması pek elem vericidir, pek çetindir!
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): İşte Rabbin, zulmetmekte olan medeniyetleri çarptığı zaman böyle çarpar; çünkü O´nun cezası çok acı, çok çetindir!
  • Elmalılı Hamdi Yazır: İşte Rabbin, zalim memleketleri cezalandırdığı zaman böyle cezalandırır. Çünkü O´nun cezası çok acı, çok çetindir.
  • Ali Fikri Yavuz: İşte Rabbin, zulümkâr memleketleri çarptığı zaman, böyle yakalayıp çarpar. Doğrusu onun cezalandırması çok acıklıdır, pek şiddetlidir.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ve işte rabbın medeniyetleri zulmederlerken çarptığı vakıt böyle çarpar, çünkü onun muahazesi çok elîm, çok şiddetlidir
  • Fizilal-il Kuran: İşte Rabbin, zalim halkların şehirlerinin yakasından tutunca böyle tutar. Hiç kuşkusuz O´nun yakaya yapışması pek sert ve acıklıdır.
  • Hasan Basri Çantay: Rabbinin yakalayışı — (ahâlîsi) zulmeder halde bulunan memleketleri yakaladığı zaman — işte böyle (olur). Şübhesiz ki Onun çarpması (cezası) pek acıklıdır, pek çetindir.
  • İbni Kesir: İşte böyledir Rabbının yakalayışı; kasabaların zalim halkını yakaladığı zaman. Çünkü O´nun yakalaması hem şiddetli, hem de acıklıdır.
  • Ömer Nasuhi Bilmen: Ve işte Rabbin yakalaması böyledir, karyeleri zalim oldukları halde yakaladığı zaman, şüphe yok ki O´nun yakalaması pek acıklıdır, pek şiddetlidir.
  • Tefhim-ul Kuran: Onlar, zulüm işlemektelerken, ülkeleri (veya kuşakları) yakaladığı zaman, Rabbinin yakalayıvermesi işte böyledir. Gerçekten O´nun yakalayıvermesi pek acıklı, pek şiddetlidir.