Secde  Suresi 21. Ayet Meali

  • وَلَنُذِيقَنَّهُم
  • مِّنَ
  • ٱلْعَذَابِ
  • ٱلْأَدْنَىٰ
  • دُونَ
  • ٱلْعَذَابِ
  • ٱلْأَكْبَرِ
  • لَعَلَّهُمْ
  • يَرْجِعُونَ
  • Diyanet İşleri Başkanlığı: Andolsun, dönsünler diye biz onlara (ahiretteki) en büyük azaptan önce (dünyadaki) yakın azabı elbette tattıracağız.
  • Diyanet Vakfı: En büyük azaptan önce, onlara mutlaka en yakın azaptan tattıracağız; olur ki (imana) dönerler.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Şu da bir gerçek ki, onlara en büyük azaptan önce o yakın azaptan (dünya azabından) da tattıracağız, belki dönerler.
  • Elmalılı Hamdi Yazır: Şu bir gerçek ki, onlara o en büyük azabdan önce yakın azabdan (dünyada) da tattıracağız. Umulur ki, (kötülükten) dönerler.
  • Ali Fikri Yavuz: Şu da muhakkak ki, o kâfirlere, o en büyük azabdan (cehennem azabından) önce, yakın azabdan (dünyadaki esaret, ölüm, açlık gibi felâketlerden) taddıracağız. Olur ki, (küfürlerinden) dönerler, tevbe ederler.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Şu da muhakkak ki onlara o en büyük azâbdan beride o yakın azabdan da tattıracağız, gerek ki rücu´ edeler
  • Fizilal-il Kuran: Belki dönüp yola gelirler diye onlara büyük azapdan önce mutlaka daha yakın azabı da tattıracağız.
  • Hasan Basri Çantay: Biz, o en büyük azâbdan önce de onlara mutlakaa yakın azâbdan tatdıracağız. Tâki ric´et etsinler.
  • İbni Kesir: Belki dönerler diye andolsun ki onlara büyük azabdan önce de mutlaka yakın azabdan tattıracağız.
  • Ömer Nasuhi Bilmen: Ve elbette onlara o en büyük azaptan önce o yakın azaptan tattıracağız. Umulur ki, onlar ric´at ediverirler.
  • Tefhim-ul Kuran: Andolsun, biz onlara belki (küfürden İslam´a) dönerler diye o büyük (uhrevi) azabtan önce, yakın (dünyevi) azabtan da taddıracağız.