Sebe Suresi 34. Ayet Meali
وَمَآ
أَرْسَلْنَا
فِى
قَرْيَةٍ
مِّن
نَّذِيرٍ
إِلَّا
قَالَ
مُتْرَفُوهَآ
إِنَّا
بِمَآ
أُرْسِلْتُم
بِهِۦ
كَٰفِرُونَ
Diyanet İşleri Başkanlığı:
Biz, hangi memlekete bir uyarıcı göndermişsek oranın şımarık zenginleri, “Biz, sizinle gönderileni inkâr ediyoruz” demişlerdir.
Diyanet Vakfı:
Biz hangi ülkeye bir uyarıcı göndermişsek mutlaka oranın varlıklı ve şımarık kişileri: Biz, size gönderilmiş olan şeyi inkâr ediyoruz, demişlerdir.
Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş):
Biz herhangi bir memlekette tehlikeyi haber veren bir Resul gönderdiysek, herhalde onun refah ile şımartılmış olanları: «Biz, sizin gönderildiğiniz şeyleri tanımayız.» dediler.
Elmalılı Hamdi Yazır:
Biz herhangi bir memlekete tehlikeyi haber veren bir uyarıcı gönderdikse, mutlaka oranın refah ile şımartılmış olanları: «Biz sizin gönderildiğiniz şeyleri tanımayız.» dediler.
Ali Fikri Yavuz:
Biz herhangi bir memlekete azabla korkutucu bir peygamber gönderdikse, muhakkak o memleketin ileri gelen refah düşkünleri: “- Biz, sizin gönderdiğiniz şeyleri (Allah’ın emirlerini) inkâr edenleriz.” dediler. (Ey Rasûlüm, onun için sen, kavminden bir kısım elebaşlar iman etmedi diye üzülme.)
Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal):
Biz her hangi bir memlekette (bir nezîr) tehlikeyi haber veren bir Resul gönderdikse her halde onun refah ile şımartılmış olanları dediler ki: «biz sizin gönderildiğiniz şeyleri tanıyamayız»
Fizilal-il Kuran:
Uyarıcı gönderdiğimiz her kentin şımarık elebaşları mutlaka şöyle dediler. «Biz, sizin getirdiğiniz mesajı kesinlikle inkâr ediyoruz»
Hasan Basri Çantay:
Biz hiçbir memlekete gelecek tehlikeleri haber verici bir peygamber göndermedik, ille oranın refah erbabı: «Biz, sizin gönderdiğiniz şeylere küfr edicileriz» dediler.
İbni Kesir:
Uyarıcı gönderdiğimiz her kasabanın varlıklıları dediler ki: Biz, sizin gönderildiğiniz şeyi inkar edenleriz.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve hiçbir beldeye bir korkutucu zât göndermedik ki, illâ onun refah içinde yaşayanları dediler ki: «Biz şüphe yok ki, kendisiyle gönderilmiş olduğunuz şeyi inkar edicileriz.»
Tefhim-ul Kuran:
Biz hangi ülkeye bir uyarıcı, korkutucu gönderdikse, mutlaka oranın ´refah içinde şımaran önde gelenleri´: «Gerçekten biz, sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyi tanımıyoruz» demişlerdir.