İsrâ  Suresi 96. Ayet Meali

  • قُلْ
  • كَفَىٰ
  • بِٱللَّهِ
  • شَهِيدًۢا
  • بَيْنِى
  • وَبَيْنَكُمْ
  • ۚ
  • إِنَّهُۥ
  • كَانَ
  • بِعِبَادِهِۦ
  • خَبِيرًۢا
  • بَصِيرًا
  • Diyanet İşleri Başkanlığı: De ki: “Sizinle benim aramda şahit olarak Allah yeter. Çünkü O, kullarından hakkıyla haberdardır, onları hakkıyla görendir.”
  • Diyanet Vakfı: De ki: Benimle sizin aranızda gerçek şahit olarak Allah kâfidir. Zira O, kullarını hakikaten bilip görmektedir.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): De ki: «Allah, sizinle benim aramda şahit olarak yeter. Gerçekten O, kullarından haberdardır, çok iyi görendir.»
  • Elmalılı Hamdi Yazır: De ki: «Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. Çünkü O, kullarının yaptığından haberdardır, yaptıklarını çok iyi görendir.»
  • Ali Fikri Yavuz: De ki: “- Allah, sizinle benim aramda şâhid yeter. Muhakkak ki o, kullarının yaptığından haberdardır, bütün hallerini görendir.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): De ki: Allah sizinle benim aramda şâhid yeter, her halde o, kullarına habîr basîr bulunuyor
  • Fizilal-il Kuran: De ki; «Benimle sizin aranızda Allah´ın şahitliği yeterlidir. O kullarının yaptıkları her işten haberdardır ve her şeyi görür.»
  • Hasan Basri Çantay: De ki: «Benimle sizin aranızda hakıykî şâhid olarak Allah yeter. Çünkü O, kullarının (her şeyinden) cidden haberdârdır, kemâliyle görendir».
  • İbni Kesir: De ki: Şahid olarak, benim ve sizin aranızda Allah yeter. Muhakkak ki O; kulları için Habir´dir, Basir´dir.
  • Ömer Nasuhi Bilmen: De ki: «Allah Teâlâ benimle sizin aranızda şahit olarak kifâyet eder. Şüphe yok ki, O, kullarından haberdardır (onları bihakkın) görücü bulunmaktadır.»
  • Tefhim-ul Kuran: De ki: «Benimle aranızda şahid olarak Allah yeter; kuşkusuz O, kullarından gerçeğiyle haberdardır, görendir.»