Yûnus  Suresi 29. Ayet Meali

  • فَكَفَىٰ
  • بِٱللَّهِ
  • شَهِيدًۢا
  • بَيْنَنَا
  • وَبَيْنَكُمْ
  • إِن
  • كُنَّا
  • عَنْ
  • عِبَادَتِكُمْ
  • لَغَٰفِلِينَ
  • Diyanet İşleri Başkanlığı: “Şimdi ise sizin bize tapınmanızdan habersiz olduğumuza dair sizinle bizim aramızda şâhit olarak Allah yeter.”
  • Diyanet Vakfı: Bu yüzden bizimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. Şüphesiz ki biz sizin (bize) tapmanızdan tamamen habersizdik.»
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Şimdi sizinle bizim aramızda şahit olarak Allah yeter! Doğrusu sizin ibadetinizden bizim asla haberimiz yoktu!» diyecekler.
  • Elmalılı Hamdi Yazır: «Şimdi sizinle bizim aramızda şahit olarak Allah yeter. Sizin bize ibadet ettiğinizden bizim haberimiz yoktur» (diyecekler).
  • Ali Fikri Yavuz: Şimdi sizinle bizim aramızda şâhid olarak Allah yeter. Doğrusu, ey müşrikler, sizin ibadetinizden, bizim aslâ haberimiz yoktu (çünkü işitmez, görmez ve duymazdık.)”
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Şimdi sizinle bizim aramızda şahid olarak, Allah yeter doğrusu «sizin ibadetinizden bizim asla haberimiz yoktu»
  • Fizilal-il Kuran: Aramızda şahit olarak Allah yeterlidir. Gerçekten sizin bize taptığınızdan haberimiz yoktu.
  • Hasan Basri Çantay: «Bizimle sizin aranızda şâhid olarak Allah yeter. Biz sizin tapmanızdan şübhesiz ki gaafildik (habersizdik)».
  • İbni Kesir: Allah, sizinle bizim aramızda şahid olarak yeter. Sizin tapınmanızdan haberimiz yoktur.
  • Ömer Nasuhi Bilmen: «İmdi Allah Teâlâ, bizim aramızla sizin aranızda şahit olmak için yeter. Muhakkak ki, biz sizin tapınmanızdan elbette habersiz idik.»
  • Tefhim-ul Kuran: «Bizim ile sizin aranızda şahid olarak Allah yeter. Gerçekten biz, sizin ibadetinizden habersizlerdik.»