Fetih  Suresi 22. Ayet Meali

  • وَلَوْ
  • قَٰتَلَكُمُ
  • ٱلَّذِينَ
  • كَفَرُوا۟
  • لَوَلَّوُا۟
  • ٱلْأَدْبَٰرَ
  • ثُمَّ
  • لَا
  • يَجِدُونَ
  • وَلِيًّا
  • وَلَا
  • نَصِيرًا
  • Diyanet İşleri Başkanlığı: İnkâr edenler sizinle savaşsalardı, arkalarını dönüp kaçarlar, sonra da ne bir dost, ne de bir yardımcı bulabilirlerdi.
  • Diyanet Vakfı: Eğer kâfirler sizinle savaşsalardı, arkalarına dönüp kaçarlardı. Sonra bir dost ve yardımcı da bulamazlardı.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Eğer o küfredenler sizinle çarpışsaydılar, mutlaka arkalarını döneceklerdi, sonra da ne bir koruyucu bulabileceklerdi, ne de bir yardımcı.
  • Elmalılı Hamdi Yazır: Eğer kâfirler sizinle savaşsalardı arkalarına dönüp kaçarlardı. Sonra bir dost ve yardımcı da bulamazlardı.
  • Ali Fikri Yavuz: Eğer (Mekke halkından olan) o kâfirler, (Hudeybi’yede andlaşma yapmayıb) sizinle çarpışsaydılar, mutlaka arkalarını döneceklerdi (perişan olacaklardı). Sonra da ne onları koruyacak bir dost, ne de bir yaradımcı bulamıyacaklardı.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Eğer o küfredenler sizinle çarpışa idiler mutlak arkalarını döneceklerdi, sonra da ne bir veliy bulabileceklerdi ne de bir nasîr
  • Fizilal-il Kuran: Eğer kafirler sizinle savaşsalardı, arkalarına dönüp kaçarlardı, sonra ne bir koruyucu ne de bir yardımcı bulamazlardı.
  • Hasan Basri Çantay: Eğer o küfredenler sizinle çarpışsalardı mutlak arkalarına döneceklerdi. Sonra da ne bir koruyucu, ne de bir yardımcı bulamayacaklardı.
  • İbni Kesir: O küfredenler, sizinle savaşa katılsalardı; mutlaka arkalarını dönerlerdi. Sonra bir veli ve yardımcı da bulamazlardı.
  • Ömer Nasuhi Bilmen: Ve eğer o kâfir olanlar, sizinle mukatelede bulunacak olsalar idi elbette arkalarına döneceklerdi, sonra ne bir dost ve ne de bir yardımcı bulamazlardı.
  • Tefhim-ul Kuran: Kâfir olanlar, sizinle savaşmış olsalardı, arkalarını dönüp kaçarlardı; sonra, ne bir veli (koruyucu dost), ne de bir yardımcı bulamazlardı.