Yûsuf  Suresi 50. Ayet Meali

  • وَقَالَ
  • ٱلْمَلِكُ
  • ٱئْتُونِى
  • بِهِۦ
  • ۖ
  • فَلَمَّا
  • جَآءَهُ
  • ٱلرَّسُولُ
  • قَالَ
  • ٱرْجِعْ
  • إِلَىٰ
  • رَبِّكَ
  • فَسْـَٔلْهُ
  • مَا
  • بَالُ
  • ٱلنِّسْوَةِ
  • ٱلَّٰتِى
  • قَطَّعْنَ
  • أَيْدِيَهُنَّ
  • ۚ
  • إِنَّ
  • رَبِّى
  • بِكَيْدِهِنَّ
  • عَلِيمٌ
  • Diyanet İşleri Başkanlığı: Kral, “Onu bana getirin” dedi. Elçi, Yûsuf’a gelince (Yûsuf) dedi ki: “Efendine dön de, ellerini kesen o kadınların derdi ne idi, diye sor. Şüphesiz Rabbim onların hilesini hakkıyla bilendir.”
  • Diyanet Vakfı: (Adam bu yorumu getirince) kral dedi ki: «Onu bana getirin!» Elçi, Yusuf´a geldiği zaman, (Yusuf) dedi ki: «Efendine dön de ona: Ellerini kesen o kadınların zoru neydi? diye sor. Şüphesiz benim Rabbim onların hilesini çok iyi bilir.»
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Bunu duyan hükümdar: «Getirin bana onu» dedi. Bunun üzerine ona gönderilen adam gelince Yusuf: «Haydi efendine dön de sor ona, ellerini doğrayan kadınların maksatları neymiş? Şüphesiz ki, Rabbin onların hilelerini çok iyi bilir.» dedi.
  • Elmalılı Hamdi Yazır: O hükümdar «Onu bana getirin» dedi. Emir üzerine Yusuf´a gönderilen adam yanına gelince, Yusuf ona dedi ki: «Haydi efendine geri dön de, ona sor bakalım, o ellerini kesen kadınların maksatları ne imiş? Hiç şüphe yok ki, Rabbim, onların oyunlarını çok iyi bilir.»
  • Ali Fikri Yavuz: Bu tâbiri duyan hükümdar: “- Yûsuf’u bana getirin” dedi. Bunun üzerine, kendisini dâvet için elçi gelince, Yûsuf ona şöyle dedi: “- Efendine dön de, o ellerini kesen kadınların hâli neydi, kendisinden sor. Muhakkak ki benim Rabbim, onların hilelerini bilendir.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Bunu duyan Melik de getirin bana onu, bunun üzerine ona gönderilen adem gelince, haydi Efendine dön de sor ona: o ellerini doğrayan kadınların maksadları ne imiş, şüphe yok ki rabbim onların hiylelerine alîmdir dedi
  • Fizilal-il Kuran: Kral «O adamı bana getiriniz» dedi. Yusuf, yanına gelen kralın elçisine dedi ki; «Efendinin yanına dön ve ellerini yemek bıçakları ile kesen kadınlara ilişkin olayın içyüzünü kendisine sor. Gerçi Rabbim, o kadınların bana kurdukları tuzağı iyi bilir.»
  • Hasan Basri Çantay: (Bunu duyan) padişah dedi ki: «Onu (Yuusufu) bana getirin». Bunun üzerine ona elçi gelince: «Efendine dön de ellerini kesen o kadınların zoru neydi, kendisine sor. Şübhe yok ki benim Rabbim onların fendini hakkıyle bilicidir» dedi.
  • İbni Kesir: Hükümdar dedi ki: Onu bana getirin. Bunun üzerine ona elçi gelince: Efendine dön ve ellerini kesen o kadınların zoru neydi kendisine sor. Şüphesiz ki benim Rabbım, onların düzenini bilir, dedi.
  • Ömer Nasuhi Bilmen: Ve hükümdar dedi ki: «O´nu bana getiriniz.» Vaktâ ki O´na elçi geliverdi. Dedi ki: «Efendine dön, O´na sor ki, o ellerini kesen kadınların maksatları ne imiş? Şüphe yok ki, benim Rabbim onların hilelerini bihakkın bilicidir.»
  • Tefhim-ul Kuran: Hükümdar dedi ki: «Onu bana getirin.» Ona elçi geldiğinde (Yusuf:) «Efendine (Rabbine) dön de ona soruver: «Ellerini kesen o kadınların durumu neydi? Doğrusu benim Rabbim, onların hileli düzenlerini gerçekten bilendir.»